5 Ağustos 2008 Salı

Bebeğinize 7 Günde Uyumayı Öğretin

Bebeğiniz doğduğu andan itibaren onun için her şeyin en iyisini istiyorsunuz. Belki de bu yüzden ilk günlerde geçirdiğiniz uykusuz geceler sizin için hiç önemli değil. Peki bu tempoya ne kadar dayanacaksınız! Haftalar hatta aylar boyu gecenin bir yarısında tatlı uykunuzdan uyanmak hiç hoş olmasa gerek. Geceleri arada bir eşinizden yardım isteyecek oluyorsunuz ama o yorganı başına çekip daha derin bir uykuya dalıyor. Bir gün olsun yataktan dinlenmiş ve kendinizi iyi hissederek kalkmanın nasıl bir his olduğunu unuttunuz artık!

Evet, benim durumum tıpatıp bu anlatılanlara uyuyor diyorsanız size iyi bir haberimiz var. Bebekler onlara izin verildiği takdirde 3-4 ay arasında kendiliğinden uyuma alışkanlığı kazanıyor. Tabii bu söylenen, siz onu yıllarca sürecek yanlış bir uyku düzenine alıştırmazsanız geçerli. Hele ki bebeğiniz 6 aylıksa ve siz hala gece kuşu olmayı sürdürüyorsanız burada bahsedecegimiz programı hemen uygulamaya başlayın. Çünkü 7 günde düzenli uykuyu garanti ediyoruz. Bizden söylemesi…


1. GÜN

Yeni Bir Düzen KurunUzun saatler süren öğle uykusu nedeniyle birçok bebeğin günü ve gecesi birbirine karışıyor. Böylece bebek uykuda olması gereken bir saatte oyun oynamayı tercih ediyor. Şimdi bu durumu düzeltmenin zamanı geldi! Son araştırmalar bebeklerin gece ile gündüzü ayırt edebildiğini ortaya koyuyor. Bunun için ona gerekli ipuçlarını vermeniz yeterli.Yarından başlayarak onu sabah erkenden kaldırın ve her gün aynı saatte uyandırmaya özen gösterin. Yatağını pencerenin yakınına koyun ve perdeleri aralık bırakın. Gün ışığı onun uyanmasına yardımcı olacaktır. Öğle uykusuna yatırdığınız zaman bile hava kararmadan önce onu uyandırın. Böylece gün ışığında uyanması gerektiğini, gece ise uyuması gerektiğini anlayacaktır. Bebeğinizi akşamları da aynı saatte yatağına yatırın. Gerekirse loş ışıkta ona kitap okuyun veya şarkı söyleyin.


2. GÜN

Uygulamaya DevamDün başladığınız rutin programa devam edin. Hemen pes etmeyin. Geceleri karnı acıktığı için ağlamaya devam edebileceğini unutmayın. Onu emzirmek ya da beslemek zorunda kalıdığınızda bunu hafif karanlık bir ortamda yapın. Özellikle geceleri bebeğinizi nelerin rahatlattığını iyi gözlemleyin. Ilık banyonun bir çocuk için sakinleştirici, bir başkası içinse tam tersi olabileceğini aklınızdan çıkarmayın. Gece yatırdığınızda müzik dlinletmek gibi rutin alışkanlıklar kazandırın.


3. GÜN

Ağlama BaşlıyorAğlamak çocukların en büyük silahı! Anne ve babaların da dayanamadığı bir durum. Ancak, sabırlı olun ve kendi kendinize şunu mırıldanın: “Sonuç uyku olacak!” Onu uyutmaya çalışırken ağlaması karşısında endişelenmeyin. Bırakın koyduğunuz uyku kurallarına alışsın. Program değişiklikleri 6 aylıktan küçük çocukları çok daha fazla üzüyor. Bebeğiniz en fazla 15-20 dakika ağlar ama kötü uyku alışkanlığı yıllarca sürebiliyor. Unutmayın ki bu çocuğunuzla sizin aranızdaki bir savaş. Onunla ilgilenmeyin ama kendi merakınızı gidermek için 5-10 dakikada bir kapı aralığından onu kontrol edin. Susması için ışıkları açmayın, yataktan çıkarmayın ya da biberon vermeyin, aksi takdirde ertesi gece de dakikalarca ağlayacağından emin olun.


4. GÜN

Ağlama Savaşı SürüyorGeçen gece oldukça uzun sürdü değil mi? Bu gece biraz daha rahat geçecek. Ama bilin ki o yine de ağlamaya devam edecek. Ancak, bu kez daha kısa sürecek, bize inanın. Bunun için kurallarınızın kesin olduğunu ona ispatlamanız gerekiyor. Sabırlı davranmaya devam edin. Ona karşı yumuşak olduğunuz hissini uyandırmayın. Yoksa geçen geceye göre 2 kat daha fazla ağlayacaktır. Sakın ona bu kozu vermeyin.


5. GÜN

Bebeğiniz SakinleşiyorBebeklerin çoğu 3-5 gün içersinde bu programa alışıyor. Dolayısıyla, bu gece belki de şanslı geceniz! 5 dakikada bir onu kontrol etmeyin, en az 15 dakika aralıklarla odasına uğrayın. Bazı bebekler odaya sık sık girilmesinden rahatsız oluyor. Bu nedenle kapı aralığından onu izleyin. Hem unutmayın ki bu gece daha az ağlıyor.Uyku problemlerinin arasında sıkça rastlananların başında gece emzirmesi ve alt değiştirme geliyor. Tabii ki size bunları yapmayın demiyoruz ama mümkün olduğunca kısa ve sessiz olmasına özen gösterin. Altını değiştirirken bile kesinlikle ışıkları açmayın. Gereginden çok emzirmeyin. Böylece hem onu rahatsız etmemiş olursunuz, hem de yeniden altını değiştirmek, zorunda kalmazsınız!


6. GÜN

Bebeğiniz Uyuyor!Mucize gibi geliyor değil mi? Sakın, bu mutluluğu günlerdir uyguladığınız kuralları rafa kaldırarak bozmayın. Uyumasını garip karşılayarak onu sık sık kontrol etmeyin, Gevşeyin!Onu sıcak tutan bir pijama giydirin.Böylece üstünü açmasını kendinize dert etmeyin. Bebek monitörünün sesini kısın ve sadece çok ihtiyacı olduğunda onu duyun. Başarınızı gölgeleyecek davranışlarda bulunmamaya özen gösterin.


7. GÜN

Uyku Sırası Sizde!Kendinize bir iyilik yapın ve bu gece derin bir uyku çekin. Son 6 gündür belki çok uykusuz kaldınız ama buna değdi değil mi? Çocuğunuza muhteşem bir armağan verdiniz: Düzenli uyku alışkanlığı. Hiç şüphe yok ki, bu program hastalık, tatildeki otel odası gibi etkenler nedeniyle zaman zaman aksaklığa uğrayacaktır. Oysa unutmayın ki, hiç uyku problemi yaşamamış bebekler bile bu durumlarda sorun çıkarıyor. Uyku problemi yeniden baş gösterecek olursa planı en baştan yeniden uygulayın, ikinci sefer ilkinden çok daha kolay olacaktır.

Eltern Bebek Dergisi

4 Ağustos 2008 Pazartesi

ÇOCUKLARLA KONUŞMA SANATI

Ailelere ya da öğretmenlerle ne zaman konuşma yapsam, en büyük şikâyetleri "Biz söylüyoruz, ama dinlemiyorlar," oluyor. Bugün birkaç örnekle daha etkin nasıl iletişim kurabiliriz konusuna bakalım istedim. Ahmet yedi yaşında olsun. Akşam yatma saati de 21.30. Saat 21.00''de anne başlar, "Haydi, dişini fırçala, tuvalete git." Ahmet televizyon seyretmektedir. Yanıtlar: "Şu bitsin de..." Anne devam eder "Hadi ama her gece aynı şey, uyanamayacaksın." "Beş dakika anne." Bu böyle sürer gider. Sonunda siz bağırmaya başlarsınız. Ahmet "Tamam," der ve yatmaya gider. Kendi kendinize niçin sizi dinlemediğini sorar durursunuz. Oysa tüm konuşmanın içinde fark etmeden ona öğrettiğiniz "Ben öfkelenip, bağırana kadar beni dinlemen gerekmiyor,''''dur.


KARARLI OLUN

Çocuklar sizleri çok çabuk tanır ve anlar. Ne zaman ailelerinin isteklerinde ve söylediklerinde kararlıdırlar anlarlar. Bu zaman sizin kızarak, bağırmaya başladığınız zaman olmamalıdır. Oysa Ahmet''e en başından kararlı ve net olarak yatma zamanının geldiğini söyleyip uzatmalara izin vermediğinizi gösterseniz, bu tartışma olmayacaktır. Ayşe dokuz yaşında. Ödev yapması gerekiyor. Tatil günü. Sabah kahvaltıdan sonra ona: "Ayşe, ödevlerini yapman gerek," dediniz. O da size "Tamam," dedi. Siz masayı topladınız, bulaşıkları yerleştirdiniz. Baktığınızda Ayşe, TV seyrediyordu. Seslendiniz: "Ödevlerini yapmayı unutma." "Unutmam, merak etme," yanıtıyla olay kapandı. Yemeğe oturduğunuzda ödevler tekrar gündeme geldi.

"Ayşe ödevlerini yaptın mı? Keşke yapsaydın, bak zaman geçiyor." Ayşe yemekten sonra yapacağını söyledi. Yemekten sonra yapmanız gereken bir şeyi yaparken, Ayşe size yardım etti. Çok hoşunuza gitti ve ona "Bana yardım etmen çok hoşuma gidiyor, ama ödevlerini yapacak mısınız?" dediniz. Bu öykü akşam yatma zamanı geldiğinde bitmemiş ödevler, siz ve Ayşe arasında tartışmayla sonlanır. Siz gün boyu ödevlerini yapması gerektiğini söylediğinizi düşünseniz de sözlerinizden onun okuduğu alt yazı "Beni duymazdan gelmeye devam edebilirsin, yapacağım bir şey yok,"tur. Ona yalvarmış, sınırsız süre tanımış olduğunuzu fark etmezsiniz. Oysa yapmanız gereken basittir. İstediğiniz şeyi belirleyecek, söyleyecek, gerekirse uyaracak ve harekete geçeceksiniz. Ödevi yapması gereken zamanı planlayıp net olarak "Öğle yemeğinden önce, saat 13.00''te dersin bitmiş olacak," denilmesi gerekir. Süre bitmek üzereyken, kontrol edip henüz yapmadıysa, "Ayşe, yarım saat sonra yemek hazır ve ödevinin bittiğini görmek istiyorum," demek uygundur.

Tüm bunlara karşın, zaman dolduğunda ödev yapılmamışsa ne olacak? İşte o zaman seçilebilecek farklı yöntemler olabilir. Örneğin "Yemek hazır, biz oturuyoruz. Sen ödevini bitirdiğin zaman yiyebilirsin," yöntemlerden biridir. Bazen bu tür davranışlar her şeye karşın tekrarlanır. O zaman öncelikle çocukla uzun bir konuşma yapma zamanıdır. Sakince neleri yanlış yaptığını, bunun kendisini ve sizi nasıl etkilediğini ona anlatın. Bir program yaparak, buna uyuması gerektiğini, uymadığı zaman olacakları paylaşın. Önemli olan çocuğun sizin kararlı ve ne istediğini bilen biri olduğunuzu anlamasıdır.

Yazan : Prof.Dr. Bengi Semerci
Kaynak : www.sabah.com.tr

Bebeklerde İştahsızlık - Bebeğim Yemek Yemiyor

Bebeklerde İştahsızlık - Bebeğim Yemek Yemiyor

Bebeklerde iştahsızlık bizi en çok üzen konulardan bir tanesi. Bebeklerimiz yemek yemek için nazlandıklarında ya da yemek yemeyi redettiklerinde onların yeterince beslenemediklerini düşünüp endişeleniyoruz. Özellikle ilk yılın sonunda bazı bebeklerin yeme alışkanlıkları tamamiyle değişiyor. Yemek seçebiliyor yada yemeği reddediyorlar. Böylece yemek zamanı anne ve bebek arasında tam bir mücadeleye dönüşüyor.

Bebek İştahsızlığı İçin Ne Yapabilirim?

Uzmanlar bu durumda bebeğim gelişimi normalse fazla endişelenmememizi söylüyorlar. Aşağıda Acıbadem Hastanesinin yayınladığı “Ye Oyna Sağlıklı Ol” adlı kitaptan aldığımız bir yazı var. Yararlı olacağını ümit ediyorum.

“Pek çok ebeveyn bebekleri ikinci yılında birden bire daha az yemeğe başlayıp yemeklere olan ilgisini kaybedince endişelenir, ancak bu durum hemen her zaman büyümek için daha az yakıta duyulan ihtiyaçtan kaynaklanır. Genelde bebekler ilk yıllarında aşağı yukarı 7.5 kilo alır ve 25 cm uzarlar, ancak ikinci yılda yaklaşık 2.5 kilo alır ve 10 ila 12 cm uzarlar.

Eğer her öğünde porsiyonları dikkatle ölçüyorsanız ve çocuğunuz birden bire bir seferde sadece bir kaç lokma yemeye başlarsa sizi endişelendirebilir. Bu durum normaldir. Araştırmalar çocukların her öğünde farklı farklı yiyebileceğini ancak genelde günlük aldıkları kalori miktarı aşağı yukarı sabit olacak şekilde gün içinde toplamda ne kadar yediklerini ayarlıyabileceklerini ortaya çıkarmıştır.

İştahsızlık ancak bir kaç öğün üst üste devam ediyorsa yada çocuğunuzun büyümesi normalin altında kalıyorsa sizi endişelendirmelidir. Çocukları aç olmadıklarında yemek yemeye zorlamanın gereği yoktur. Eğer öğle yemeğinde yemek seçip yemezlerse daha sonra ara öğünlerde daha çok yiyerek toparlayabilirler. Bunun istisnası çocuğun kendisi için yararlı bir yiyeceği yemeği reddedip tatlıya geçmek istemesidir. Tatlıların ve şekerlemelerin çocuğunuzun günlük yediği besinlerin ancak küçük bir kısmını oluşturduğundan emin olun, yoksa yemekleri geri çevirmeyi öğrenir.

Küçük çocukların çok yemek yemeye uygun olmayan küçük mideleri vardır. Ara öğünlerde besin değeri olmayan yiyecekler yerine sebze ve meyveler gibi sağlıklı gıdaları beslenmeye katınız. “


www.bebegimneyesin.com' dan alıntıdır.

29 Temmuz 2008 Salı

Ben Anne Olmasaydım Eğer !




Ben anne olmasaydım eğer...


Topuksuz ayakkabılarla da şık olunabileceğini bilmeyecektim.


Hamileliğim esnasında 80'li kilolara kadar çıkıp kendi çapımda ilk defa bir alanda rekorumu kıramayacaktım.


O küçücük ellerle renkli kartonlardan yapılmış bir kâğıt parçasının bu kadar değerli olabileceğini öğrenemeyecektim.


Kan yapsın diye danadili haşlayıp üzerine yumurta kırıp ağzının tadına da uysun diye çikolatalı pudingle karıştırmak gibi yaratıcılığın sınırlarını zorlayan tarifler keşfedemeyecektim hiç.


Su almak için elimde kumanda ile buzdolabını açtığımda kumandayı buzdolabına koyacak kadar ya da evden çıkarken telsiz telefonu çantama atacak kadar kendimden geçmeyecektim.


Birinin canı yandığında ötekinin bu acıyı hissedebilmesinin sadece ikiz kardeşlerde olduğunu sanacaktım.


Sabahın köründe gözü kapalı mutfağa kadar gidip, süt ısıtıp, yine gözü kapalı dönme yeteneğini kazanamayacaktım.


Üzümün çekirdeklerini tek tek çıkarmak için insanüstü bir uğraşa asla girmeyecektim.


Bir insanın gaz çıkarması beni bu kadar mutlu edemeyecekti.


Büyüdüğünde arkadaşlarınla birlikte partilerde, Süper Anne olarak eğlenmeyi hayal edemeyecektim.


Babanla belki daha az kavga edecek ama sevginin evlat denilen başka bir boyutuna giremeyecektik.


Sevginin böylesine karşılıksız olanını hiç tadamayacaktım.


Telaşsız sevişmenin hayalini kuramayacaktım.Annemi bu kadar çok sevdiğimi anlamayacaktım.


Annesinden zorla ayırdılar diye "Uçan Fil Dumbo!" çizgi filminde böğürerek ağlamayacaktım.


Geceleri kesintisiz uyuyacak, hafta sonunda sabahları istediğim saatte kalkacaktım ama uyandığımda yanağıma konmuş minik ellerin sıcaklığı ısıtmayacaktı yüreğimi.


Çantamda sürekli bisküvi, ıslak mendil, bir adet oyuncak, düşer bir yerin kanar diye ayıcıklı yara bandı taşımayacaktım.


Acıyı geçiren öpücüğün gücüne inanmayacaktım.


38,5 derece ateş beni de yakıp kavurmayacaktı.


Yağmur sonrası çamurlu sularda zıplamanın keyfine varamayacak, sen bir lokma daha fazla yiyesin diye kalabalığın ortasında kafamda peçete dansı yapmayacaktım.


Sen olmasaydın eğer yaşamın karmaşıklığını unutup, tekrar basit yaşamayı öğrenemeyecektim.


Sen olmasaydın eğer ben asla "anne" olmayacaktım.


Bir çocuk doğduğu anda, bir anne doğarmış... Bu lafın doğruluğuna inanmayacaktım!


Sektörler Genel
sağlığı anne bebek astroloji baby baby choicebarby bebek bebek anne bebek bakıcısı bebek bakımı bebek banyosu bebek battaniyesi bebek besleme bebek beslenme bebek beslenmesi bebekbezi bebek beşikleri bebek beşiği bebek bilgileri bebek cinsiyeti bebek doktoru bebek elbiseleri bebek emzik bebek eşyaları bebek fotobebek gelişimi bebek gereçleri bebek giydirme bebek giyim bebek giysileri bebek hotel bodrum bebek isim bebek isimleri bebek ismi bebek karyola bebek kiyafetleri bebek kıyafetleri bebek malzemeleri bebek markaları bebek market bebek mobilya bebek odalari bebek odaları bebek odasi bebek odası bebek odası dekorasyonu bebek odası takımları bebek oyun bebek oyunlari bebek oyunu bebek resim bebek resimleri bebek resmi bebek sagligi bebek salıncakları bebek salıncağı bebek sağlığı bebek siteleri bebek tekstil bebek telsizi bebek uyku bebek uyku setleri bebek yatagı bebek yatakları bebek yatağı bebek yelekleri bebek yeleği bebek örgü modelleri bebek örgüleri bebek ürünleri bebek şekerleri bebeklerde diş bebeğim bebişler beta hcg böcek ısırmaları calpolcocuk sağlığı dislek sidown sendromu doğum günü mesajı egzama embryoen güzel bebek resimleri erkekbebek fantomaltfizyomedfizyoterapistforum gebelik gebelik haftaları gelenek giyim göz seyirmesi hafta hafta gebelik hamile kiyafetleri hamile kıyafetleri hamilelik hamilelik belirtileri hamilelik testleri hamilelik öncesi hamilelikte beslenme hamilemiyim hamileyim hidrosefalihidroselikinci el bebek ikiz gebeliki muneks istanbul bebek kefirketen tohumu kolye modelleri mama tariflerimide yanmasi mikro enjeksiyon minadexmiranovamustelaninni normal doğum oya oyun oyun grubu oyuncak oyuncak bebek parti evi pasta tarifleri prima primolutn progestanreglsab simplex sevimli bebek resimleri tekerlemeler teletubies testler teyzem toysrsvarikoselvita bebek yemek yemek tarifleri yuva zeka testleri kremi çocuk çocuk giyim çocuk kıyafetleri çocuk odası çocuk oyunu çocuk sağlık çocuk sağlığı bebek bebek bakıcısıbebek bakımıbebek beslenmesi bebek beşikleri bebek beşiği bebek elbiseleri bebek eşyaları bebek gelişimi bebek gereçleri bebek giydirme bebek giysileri bebek hotel bodrum bebek isimleri bebek karyolabebek kiyafetleri bebek kıyafetleri bebek malzemeleri bebek market bebek mobilya bebek odalarıbebek oyuncakları bebek oyunlari bebek oyunları bebek resimleri bebek resmibebek salıncağı bebek sağlığı bebek uyku setleri bebek yelekleri bebek yeleği bebek örgü modelleri bebek örgüleri bebek ürünleri bebek şekerleri oyuncak bebek çocuk çocuk bakımı çocuk kıyafetleri çocuk oyuncağı çocuk oyunu akülü araba alışveriş anaokulu aşı bebeğim beşik cocuk doğum doğum odası düğün düşük emzik fotoğraf gebe gebelik genç odası giyim göğüs pompası haber hamile hamilelik hediye isimler jinekolog kreş kürtaj mama sandalyesi manzara mobilya okul öncesi oto koltuğu oyun evioyun grubuoyuncakoyunevipark yatakpusetsağlık sosyete tekstil tuvalet eğitimi tüp bebek yeni doğan sarılığı yürüteç çocuk çocuk bakıcısı çocuk giyim çocuk odası